Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Gerginliğin artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endişeliyiz. Camilerin hastanelerin ve sivil yerleşim yerlerin bombalanması gibi saldırıları kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi açıkça söylüyorum” dedi. Erdoğan, “ABD’nin Suriye’deki faaliyetleri Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü tehdit mahiyetindedir… Bizim SİHA’mızı Amerika düşürdü mü, düşürdü. NATO’da nasıl beraberiz, nasıl böyle bir şey yapabilirsin?” dedi.
Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
“İsrail mazlum değil”
Konuşmasında bölgesel gelişmelere değinen Erdoğan, Filistin ve İsrail arasında devam eden çatışmaların bölgeye yayılmasından endişe duyduklarını kaydetti. Tarafların kalıcı barışı görüşmeye başlaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, ABD ve diğer Batılı ülkeleri eleştirdi.
Erdoğan, “Özellikle bir konuyu ifade etmem lazım, Gazze şu an itibarıyla mazlumdur, mağdurdur. Ama İsrail’in böyle bir mazlum durumu söz konusu değil” dedi.
ABD’ye SİHA tepkisi
ABD tarafından düşürülen Türk SİHA’sına yönelik de konuşan Erdoğan, “Bizim SİHA’mızı Amerika düşürdü mü, düşürdü. NATO’da nasıl beraberiz, nasıl böyle bir şey yapabilirsin?” diye sordu.
ABD’nin Suriye’de attığı adımların Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit olduğunu söyleyen Erdoğan, “Tiyatro oynayanları kendi senaryolarıyla baş başa bırakıp kendi milli güvenliğimizin gerektirdiği adımları atmayı sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Türk milleti olarak Afrika halklarıyla kökleri 10’uncu yüzyıla uzanan güçlü bağlarımız bulunuyor. Kıtanın farklı şehirlerine inşa edilen cami, kütüphane, limanlar aramızdaki kadim dostluğun nişanelerinden sadece bazılarıdır. Nice Afrika kökenli Osmanlı vatandaşının vatan müdafaasına katılarak atalarımızla omuz omuza çarpıştığını biliyoruz.
Köklü geçmişimize rağmen ilişkilerimizde bir dönem fetret devri yaşadık. Bir şekilde Afrika halklarıyla irtibatlarımızı korumaya gayret ettik. 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğumuzu üstlendiğimiz ilişkilerimizin gelişmediği bölgelere öncelik verdik. Kıta ülkelerinin çoğuyla olan münasebetlerimizin seviyesi ne bize ne de Afrikalı kardeşlerimize yakışmıyordu. Afrikalı kardeşlerimizle yeniden kucaklaşırken işbirliklerimizi kazan-kazan şeklinde ilerletmeye çalıştık.
Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir millet olarak hiçbir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık. Düzenlediğimiz 3 Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’yle ülkemizin ciddiyetini açıkça ortaya koyduk.
Afrikalı muhataplarımın söylediği sözün ne kadar doğru olduğunu tecrübe ettim. Bir kez Afrika’ya giden her zaman gitmek istermiş. Biz de ne Afrika’dan ne Afrikalı kardeşlerimizden asla kopmadık, kopamadık. Aynı şekilde, kıtanın dört bir yanından dost devlet ve hükümet başkanlarını ülkemizde ağırlamaktan şeref yaşadık. Ankara’da 38 Afrika ülkesinin büyükelçiliğine ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz.
Önümüzdeki dönemde Afrika kıtası serbest ticaret alanının önemli fırsatlar doğuracağını değerlendiriyoruz. Kıtayla 5,4 milyar dolar olan ticaret hacmi 41 milyar dolara yaklaştı.
“Afrikalı kardeşlerimizin tahıldan yararlanamadığını biliyoruz”
Ukrayna-Rusya savaşının ilk gününden beri barış için çalıştık çalışıyoruz. Ancak tüm samimi çabalarımıza rağmen Afrikalı kardeşlerimizin tahıldan yararlanamadığını biliyoruz. Afrikalı kardeşlerimizin çektikleri sıkıntılar Batılı zengin ülkeler tarafından daha ciddiye alınmadı. Rusya Devlet Başkanı Putin’le kaygıların giderilmesi için neler yapabileceğimizi değerlendirdik değerlendiriyoruz.
Ukrayna-Rusya savaşının olumsuz etkilerini yaşarken İsrail ile Filistin arasındaki hadiseler kaygımızı daha çok artırdı.”