Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da İbn Haldun Üniversitesi’nde TÜRGEV tarafından düzenlenen iftar programında konuşuyor. Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle: 1996 yılında kurduğumuz TÜRGEV’imiz tam 28 yıldır ülkemize milletimize ve gençlerimize sahip çıkıyor. TÜRGEV, başarılı çalışmalarıyla kendinden söz ettiriyor. 40 bin 500’e ulaşan mezunlarımız insanlığa hizmet ediyor.
TÜRGEV gönlümüzde her zaman farklı bir yere sahip oldu. Bundan sonra da sizlere destek vermekten geri durmayacağız. Bir gönüle daha girmek bir gencimize daha ulaşmak için canla başla çalışan vakfımızı tebrik ediyorum. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin hayırlı birer evlat olarak yetiştirilmelerinde sizlerin yeri doldurulamaz. TEKNOFEST gençliği inşallah sizlerin arasından çıkacak Türkiye Yüzyılı sizlerin omuzlarında yükselecektir.
Kararlı Türkiye’nin mimarlarını görüyorum. Burada sizlerin arasında yarının başarılı eğitimcilerini, iş insanlarını, doktorlarını görüyorum.
“MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR”
Bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Meyve veren ağaç taşlanır. TÜRGEV gibi vakıflarımız ülkemizdeki belli çevreleri her zaman rahatsız etti. Kim var diye seslenince ben varım diyen özgür zihinler yetiştiren TÜRGEV bu kesimler tarafından özellikle hedef tahtasına konuldu. İftifaların hedefinde oldunuz. Sizleri yıldırmayı amaçlayan nice saldırıya maruz kaldınız.
Ne siz ne de biz bunların hiçbirine aldırmadık. Hukuktan, halka hizmet yolundan ayrılmadık. Mücadelemizi kararlılıkla devam ettirdik.
SAVCILARIMIZLA TAKİP EDİYORUZ
Ağızlarını her açtıklarında hak hukuk adalet kavramları üzerinden gönüllü kuruluşlarımızla dil uzatanların ikiyüzlülüklerini çok iyi biliyoruz. Sürekli ahlak tüccarlığı yapan, sürekli işçinin, emekçinin hakkından bahseden bu çevreler önceki gün Beşiktaş’taki yangında hayatını kaybeden 29 emekçi kardeşimizle ilgili çıkıp tek cümle kurmadılar. Bu binaya inşaat ruhsatını veren, imar ruhsatını verenler kim? Şimdi tabii ki biz de savcılarımızla bunu takip ediyoruz. Vatandaşımızın ölümüne göz yumanlar kimler? Zerre kadar vicdanı olan herkesin tepkisini çekmesini gereken skandallar zinciri karşısında başlarını kuma gömmeyi tercih ettiler.
Daha önce aynı vicdansızlığı cesur Diyarbakır Anneleri’ne de bunlar göstermişlerdir. Sırf ittifak ortaklarını kızdırmamak için yüreği kan ağlayan anneleri yalnız bırakmışlardır. Çetin bir mücadelenin içerisindeyiz. Sizlere hizmet etmekten, sizleri en iyi en donanımlı şekilde hayata hazırlamaktan başka gayemiz olmadı. Ne yaptıysak siz gençlerimiz için yaptık. Ülkemizi bugün geldiği noktadan çok daha ileriye götürebilmek için sizin enerjinize, sizin heyecanınıza ihtiyacımız var. Bu ülkeyi yüceltecek olan sizlersiniz.
Bölücü terör örgütünün sokakları yakıp yıkan vandallarıyla sergiledikleri dayanışmayı bizim emekçi kardeşlerimize çok gördüler.
31 MART MESAJI
Bizler kadere ve takdire inanan insanlarız. Sandık sonuçlarının da davamız açısından hayra olacağına yürekten inanıyoruz. Bu tarz neticeler insanlık tarihi boyunca kiminin sabrını, metanetini, birlikteliğini artırmıştır. 31 Mart sadece yeni bir dönüm noktası değil aynı zamanda daha büyük zaferlerin müjdecisi olacaktır. Yolumuza yenilenmiş, tazelenmiş çok daha güçlenmiş bir şekilde devam edeceğiz. Siyasette yarım asra yaklaşan mücadelemizi zafer sancağını burca dikecek ve gönül huzuruyla nöbeti sizlere (gençlere) devredeceğiz.
Gençlerin yoldaşlığından güç ve cesaret almış bir büyüğünüzüm. Bizim karşılaştığımız sıkıntıları gençlerimiz yaşamasın diye emek verdik. Vesayet odaklarına meydan okuduk. İmkanlarımızı zorlayarak üzerimize düşenin yapmanın gayretindeyiz. Artık biz, siz gençlerimizin zamanının misafiriyiz. Sizlerin duruşunu, şu azmini gördükçe verdiğimiz mücadelenin boşa gitmediğini de görmenin bahtiyatlarığını yaşıyoruz.
