İYİ Parti’de 27 Nisan’da yapılacak Olağanüstü Kurultay’da genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında hedeflerini anlattı. Akalın, “Biz bir partimizi Erdoğan’a birlikte kaybettik. Aday olacağımı açıkladığım gün ikinci defa Erdoğan’a bir parti kaybetmemek üzere yola çıktık” dedi.
ANKA’nın haberine göre Akalın, Meral Akşener’in ‘aday olmayacağım’ açıklamasını “Kendisinden beklenen tarihi bir adım attı. Zaferin 100 tane babasının olduğu ve hezimetin öksüz bırakıldığı Türk siyasetinde o ‘hezimeti’ tek başına göğüsleme cesaret ve basiretini gösterdi” sözleriyle değerlendirdi.
32 yıldır aktif siyasetin içinde olduğunu belirten Akalın, şunları söyledi:
“Ne oldu da bu muazzam siyasal hareket bugün yaşadığı krizi yaşıyor. Ana eksenini merkezileşmede bir ana ölçü olarak yitirmemizde merkezileşme için bulduğumuz karakterler üzerinden merkezileşmeyi bir karakter meselesi zannetmemizden ve bazı karakterleri partinin merkezine oturtarak merkezileşmeyi gerçekleştireceğimizi zannetmemizden kaynaklanan ve ana omurgamızın zaman içerisinde merkezi alanımıza olan güvenini kaybetmesinden kaynaklanıyor.
Ben niye aday oldum bugün? Çok uzun süre direnmemize rağmen o elin tekrar bir teşebbüse geçtiğini gördüm. Biz bir partimizi Erdoğan’a birlikte kaybettik. Aday olacağımı açıkladığım gün ikinci defa Erdoğan’a bir parti kaybetmemek üzere yola çıktık. Önce kendi iç bütünlüğünü ve politik eksenini tahkim edeceğiz sonra kadim Türk milliyetçiliği hareketini bir zeminde tekrar buluşturacağız. Ondan sonra da en geç 2028 yılında Türk devletini Türk vatanseverleri ile birlikte yöneteceğiz.”
‘AKŞENER’LE GÖRÜŞTÜNÜZ MÜ?’ SORUSUNA YANIT: İCAZET ALARAK İSTİKBAL OLUŞTURMAM
Akalın, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Adaylık öncesinde Akşener ile bir görüşme gerçekleştirip gerçekleştirmediğine ilişkin soruya Akalın, “Ben icazet üzerinden siyaset tanzim etmiyorum icazet alarak istikbal oluşturmam. Devlet yönetmeye talip oluyorsanız bunu icazet üzerinden değil, burada icazeti isteyeceğiniz tek makam vardır o da kadim milletimizdir, kadim delegedir. Bu kapsamda bir görüşme yapmadık” yanıtını verdi.
Akalın, partinin kongre kararının açıkladığı gün toplantıda “Biz bir siyasal hareketsek bu 22 günlük kongre bir baskın kongre olarak anılır, süreyi biraz daha açalım dedim. Ama her halükarda da ilk olağanüstü kongrede partimizin genel başkanlığa aday olacağımı ifade ettim” dediğini aktardı.
Seçildiği takdirde ilk icraatının ne olacağına ilişkin bir soru üzerine de Akalın, “Bu büyük yürüyüşün ilk 6 aylık dönemi ana omurgamızın, bize seçimde kızıp ayrılan seçme grupları da dahil olmak üzere partide yeniden oluşturulması olacak. Sonraki 1 yıllık süreç Türkiye’de 3. Yol’un geniş tabanlı katılımını temin etmek olacak. Ondan sonrası iktidar yürüyüşü zaten” dedi.
KORAY AYDIN VE MÜSAVAT DERVİŞOĞLU AÇIKLAMASI: ARZUM MANEVİ LİDER OLMALARIYDI
Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu’nun adaylıklarını açıklamasına dair de Akalın “Her iki de çok kıymetli abim benim. Benim kişisel arzum benim siyasal liderliğine talip olduğum siyasal harekette onları da bu hareketin manevi lideri olarak görmekti. Ama her birini en doğal hakları adaylık, başarılar diliyorum. Çok keyifli bir kongre yaşayacağımız ve partimizi büyüterek çıkacağımızı söylüyorum” ifadelerini kullandı.
‘İSİMLERİ MUHAFAZA EDEBİLMELİYDİK, HER BİRİSİNİN KAPISINI ÇALMAYA BAŞLAYACAĞIM’
Partideki kırılma noktasının sorulması üzerinde de Akalın şöyle konuştu:
“Siyaset matematik bir alan değil ama önemli hadiselerden bir tanesi şu; 2018 Afyon’dan sonra Genel Başkanımız merkezileşmeyi bana göre karakterler üzerinden tanımladı. Bir partinin merkezileşmesi o partinin ana omurga insanları eliyle yapılır. Bizde ana çelik çekirdeği hikayemizi bilmeyen insanlar oluşturdu. Tabanımız da genel başkanımızın her fiilini sorgulamaya başladı. Bu çelik çekirdeğinizi doğru tanzim ederseniz kimi getirseniz getirin o politik taban der ki bu siyasidir. Bu çelik çekirdeğiniz doğru değilse her türlü tasarrufunuz soru işareti altında oluşur. Oluşan güvensizlik iklimi zamanla tüm doğruları kaldırır ve kakofoni hakim olur. Kakofoni dedikoduyu dedikodu da bazı çözülmeleri getirir, biz bunu yaşadık. Biz Ümit Özdağ’ı, Yavuz Ağıralioğlu’nu, Durmuş Yılmaz’ı muhafaza edebilmeliydik, çok insan var. Biz mutlaka Bilge Hoca’yı muhafaza etmeliyiz. Bizim o dönemdeki ana eksiğimiz güçlü karakterleri yeteri kadar idare edememektir. Ben her birini kapısını genel başkan olduğum gün çalmaya başlayacağım bu büyük zeminli yürüyüşün inşası için” açıklamasını yaptı.
(HABER MERKEZİ)